NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
35 - (1706) حدثنا
محمد بن
المثنى ومحمد
بن بشار. قالا:
حدثنا محمد بن
جعفر. حدثنا
شعبة. قال:
سمعت قتادة يحدث
عن أنس بن
مالك؛
أن
النبي صلى
الله عليه
وسلم أتي برجل
قد شرب الخمر.
فجلدته
بجريدتين،
نحو أربعين.
قال: وفعله
أبو بكر. فلما
كان عمر
استشار الناس.
فقال
عبدالرحمن:
أخف الحدود
ثمانين. فأمر
به عمر.
[ش
(أخف الحدود)
منصوب بفعل
محذوف أي
اجلده كأخف
الحدود. أو
اجعله كأخف
الحدود].
{35}
Bize Muhammed b.
El-Müsennâ ile Muhammed b. Beşşâr rivayet ettiler. (Dedilerki): Bize Muhammed
b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Katâde'yi,
Enes b. Mâlik'-den naklen rivayet ederken dinledim ki,
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem)'e şarap içmiş bir adam getirmişler de ona iki hurma dalı ile kırk
kadar dayak vur (dur) muş. Enes:
— Bunu Ebû Bekir de yaptı. Ömer halife olunca
insanlarla istişare etti de Abdurrahmân :
— Hududun en hafifini seksen (değnek)'i vur!
dedi. Bunun üzerine Ömer de onu emretti; demiş.
(1706) - وحدثنا
يحيى بن حبيب
الحارثي.
حدثنا خالد
(يعني ابن
الحارث).
حدثنا شعبة.
حدثنا قتادة.
قال: سمعت
أنسا يقول:
أتي رسول الله
صلى الله عليه
وسلم برجل.
فذكر نحوه.
{…}
Bize Yahya b. Habîb
El-Hârisî de rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid (yâni İbni'l-Hâris) rivayet
etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Bize Katâde rivayet etti.
(Dedik): Enes'i:
— Resûlullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem)'e bir adam getirdiler... derken işittim.
Râvi hadisi yukanki gibi
zikretmiştir.
36 - (1706) حدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
معاذ بن هشام.
حدثني أبي عن
قتادة، عن أنس
بن مالك؛
أن
نبي الله صلى
الله عليه
وسلم جلد في
الخمر بالجريد
والنعال. ثم
جلد أبو بكر
أربعين. فلما
كان عمر، ودنا
الناس من
الريف
والقرى، قال:
ما ترون في
جلد الخمر؟
فقال
عبدالرحمن بن
عوف: أرى أن
تجعلها كأخف
الحدود. قال:
فجلد عمر ثمانين.
[ش
(ودنا الناس
من الريف
والقرى) الريف
المواضع التي
فيها المياه،
أو هي قريبة
منها. ومعناه: لما
كان زمن عمر
بن الخطاب رضي
الله عنه،
وفتحت الشام
والعراق،
وسكن الناس في
الريف ومواقع
الخصب وسعة
العيش وكثرة الأعناب
والثمار -
أكثروا من شرب
الخمر. فزاد عمر
في حد الخمر
تغليظا عليهم
وزجرا لهم
عنها.
(أرى
أن تجعلها)
يعني العقوبة
التي هي حد
الخمر. وقوله:
أخف الحدود
يعني المنصوص
عليها في القرآن.
وهي حد السرقة
بقطع اليد،
وحد الزنى جلد
مائة، وحد
القذف ثمانون.
فاجعلها ثمانين
كأخف هذه
الحدود].
{36}
Bize Muhammed b.
EI-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Muâz b. Hişâm rivayet etti. (Dediki): Bana
babam, Katâde'den, o da Enes b. Mâlik'den naklen rivayet etti ki,
Nebiyyullah (Sallallahu
Aleyhi ve Sellem) şarap hakkında hurma dalları ve ayakkaplan ile had vurmuş.
Sonra Ebû Bekir 40 değnek hadd vurmuş. Ömer halîfe olup insanlar verimli
yerlere ve köylere sarkınca:
— Şarabın haddi hususunda ne diyorsunuz? diye
sormuş. Abdurrahmân b. Avf:
— Onu cezaların en hafifi gibi yapman
fikrindeyim; demiş. Enes: Ömer de 80 değnek hadd vurdu; demiş.
(1706) - حدثنا
محمد بن
المثنى. حدثنا
يحيى بن سعيد.
حدثنا هشام،
بهذا
الإسناد،
مثله.
{…}
Bize Muhammed b.
El-Müsennâ rivayet etti. (Dediki): Bize Yahya b. Saîd rivayet etti. (Dediki):
Bize Hişâm bu isnâdla bu hadisin mislini rivayet etti.
37 - (1706) وحدثنا
أبو بكر بن
أبي شيبة.
حدثنا وكيع عن
هشام، عن
قتادة، عن
أنس؛ أن النبي
صلى الله عليه
وسلم كان يضرب
في الخمر
بالنعال
والجريد أربعين.
ثم ذكر نحو
حديثهما. ولم
يذكر: الريف
والقرى.
{37}
Bize Ebû Bekir b. Ebî
Şeybe de rivayet etti. (Dediki): Bize Vckî' Hişâm'dan, o da Katâde'den, o da
Enes'den naklen rivayet etti ki,
Nebi (Sallallahu Aleyhi
ve Sellem) şarap için ayak kapları ve hurma dalları ile 40 değnek (hadd)
vururmuş...
Bundan sonra râvi
yukarıdakilerin hadisi gibi rivayette bulunmuş yalnız «verimli yerlerle
köylere» cümlesini anmamıştır.
İzah:
Bu hadîsi Buhâri, Ebû
Dâvûd, Tirmizî ve İbni Mâce «Hudûd» bahsinde muhtelif râvilerden tahrîc
etmişlerdir.
Bu bâbtaki hadîslerin
mecmuundan anlaşılıyor ki, şarap içen kimsenin cezası Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem) ve Hz. Ebû Bekir devirlerinde kırk kadar sopa imiş. Buna Ömer
(Radiyallahu anh) zamanında da bir müddet devam edilmiş. Fakat fütuhat
genişleyip Şam ve Irak gibi zengin beldeler müslümanların eline geçince halk su
boylarına, mahsuldar topraklara yerleşmiş, bağ ve bahçeler çoğalmış; şarap
içenlerin sayısı da artmış. Bunun üzerine Hz. Ömer onları ellişer sopa vurmak
sureti ile cezalandırmağa başlamış. Bunun da te'sîri görülmeyince dayak adedini
altmışa, nihayet seksene çıkarmış. Buhâri şârihi Aynî: «Eğer Ömer (Radiyallahu
anh) bu zamana yetişse idi onlara bunun kat kat fazlasını vururdu!» diyor!
Hz. Abdurrahman'ın içki
cezasının şer'î haddlerin en hafifi gibi verilmesini istemesi, bu hususta henüz
tekarrur etmiş bir dayak sayısı bulunmadığındandır. Ömer (Radiyallahu anh) bu
hususta ashâb-ı kiramla istişare etmiş: Hz. Abdurrahmân b. Avf bu cezanın
hudûdi şer'iyyenin en hafifi gibi olmasını teklif etmiştir. Kur'ân-ı Kerîm'de
bildirilen şer'i cezalar: Hırsızın eli kesilmesi, zina eden (gayri muhsan) bir
kimseye yüz değnek vurulması, zina iftirasında bulunanlara seksen değnek
vurulmasıdır. Bunların içinde en hafifi seksen değnek vurmaktır.
Bu makamda Hz. AIi
(Radiyallahu anh) da fikrini beyan etmiş ve; «Bir kimse şarap içerse sarhoş
olur; sarhoşladı mı saçmalar; saçmaladı mı iftira eder. Müfterinin cezası ise
80 değnektir.» demiştir. Böylece içki cezasının 80 değnek olacağı hususunda Hz.
Ömer zamanında sahabe-i kiram icmâ' etmişlerdir.
Tabiîn ile cumhûr-u
fukaha da aynı yoldan yürümüşlerdir. Gerçi bu hususta bazı muhalifler
bulunmuşsa da cumhurun karşısında bunların görüşü şâzz bir fikir gibi
kalmıştır. İbni Mes'ûd (Radiyallahu anh) bu bâbda Nebi (Sallallahu Aleyhi ve
Sellem)'in :
«Bir şeyi müslümanlar
iyi görürse o Allah indinde de iyidir.» hadîsini hatırlatmıştır. Bir de
Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Benim sünnetime ve
benden sonra hulefâyı râşidînin sünnetine sarılın!» buyurmuştur.